Ana içeriğe atla

Aşk kaç beden

 Evet bir kitap yorumuyla daha karşınızdayım. bu kitabı aslında arada çerez olsun diye okuduğum diğer iki kitabın yanında başlamıştım ama kendisini öyle bir okuttu ki, tüm boş zamanlarımda bu kitabı okuyup bitirdim.
Adı her ne kadar hadise şarkısını andırsa da, tabii ki alakası yok. ilk olarak ufak bilgiler vereyim :
Kitabın yazarı Sarra Manning, bu ablamız bir ingiliz ve anladığım kadrıyla hep böyle ders verici romantik komik kitaplar yazıyor ve bu konuda başarılı olabilir.
Kitap 2012 de basılmış fenniks yayınlarından. tabii ki bu zamanlarda kitapçıların raflarında bulmak mümkün değil. Ama isteyen online alışveriş sitelerinde bulabilir. yada bana haber verin ben bende ki kitabı size yollarım. lakin ben kitabı idefix den alıştım, sanırım ellerinde son kalan kitabı yollamışlar çünkü kitabın rengi atmış ve köşeleri eskimişti, muhtemelen rafda uzun süre beklemiş ve sonra depoya kaldırılmış.
Aslında bu kitabı ilk duydugumda o ne ya demiştim. Sonra kendisini görünce ne kadar sıradan duruyor dedim kapağına bakarak. E yani sadece bir dudak koymuşlar kapagına ve gerçekten, şu kapagında ğerçek fotoğraf olan basit aşk romanlarını andırıyor. sonra şu ve şu bloglarda yazılarını gördüm ( bunlarda yeni takip etmeye başladığım kitap blogları) dedim bu kadar güzel yazılar yazdırdıysa vardır bu kitapta birşeyler.
Neyse gerçekten eğlenceli bir kitaptı, kendime çıkarttığım dersler oldu kitaptan ki genelde kitaplarda aradığım bir özelliktir bu.



Evet gelelim kitabımızın konusuna,
Kitabımız temelde iki, yan karakterlerle bir 8 10 kişi arasında Londra da geçiyor. Neve oxford da edebiyat bitirmiş ve masterını yapmış bir arşiv çalışanı. Arşiv dedikleri yer yazılan tüm yayınların toplandığı edebi değerlerinin belirlendigi bir yer yani, yer altında kitaplar ve yazılarla dolu bir alan. Neve nin lise ve üniversite yılları çok çok kilolu geçmiş söylediğine göre 120 140 kilolarda. ve tabii ki lisede sürekli dalga konusuymuş. Tabii hal böyle olunca hiç düzgün bir ilişkisi de olmamış, ne arkadaş ne sevgili. Daha sonra Neve Oxford da ki danışmanına aşık olmuş ama adam taş tabi, Neve sırf bu adama güzel görünebilmek için ve hayatını bu adamla (William ) ile birleştirebilmek için zayıflamaya karar vermiş ve üç yıldır bununla uğraşıyor. kitap tam bu zamanda başlıyor. Bu arada William amerika ya doktora eğitimi almaya gitmiş. (not: üç yılda doktorayı nasıl bitirdi anlamadım, yazar sanırım amerika ve ingiltere de ki sistemlerin aynı olduğunu zannediyor, ingilterede phd 3 yılken bizim ülkemizde ve amerikada en az 4 en çok 6 yıldır.)
Neyse Neve düşünüyor bu iş böyle olmaz diyor ve kendine bir erkek arkadaş yapmaya karar veriyor, ama burda ki tek amacı, kendini William ile olacak ilişkisine hazırlamak. Böylece William ile ilişkiye başladıklarında acemiliği yüzünden zor zamanlar yaşamalarını önlemek. Bir şekilde Max ile tanışıyor, Max bir moda dergisinde Fotoğrafçı yada içerik uzmanı gibi birşey, bu konular da çok bilgim olmadığı için yaptığı işi tam anlayamadım. Ama tabi ki taş, ve şu şeytan tüyü olan insanlardan. kimsenin nefret edemediği, herkesin dibinin düştüğü çok yakışıklı değil ama kimsenin hayır diyemediği, iş bitirici tiplerden.
Kitabın tamamını anlatmadan yazmak çok zor ama Max ve Neve nin ilişkisi gerçekten özenilesi.Birbirlerini düzeltmeleri, eksiklerini tamamlamaları çok güzel.
Bu kitaptan anladığım bir şey varsa o da mükemmel insan diye birinin olmadığı. Ve o hayallerini kurduğumuzun ilişkilerin hiçbir zaman öyle olmayacağı. Kendisine değer vermeyen birinin başkalarından değer görmeyi haketmeyeceği.
 Ve eğer birisi sizi saçınız kaşınız fiziğiniz yada mesleğiniz için seviyorsa gerçekte sevmiyordur. Ya da gelip saçını sarı boyatsana, sen kilomu aldın zayıfla ben zayıf insan severim diyorsa artık birşeyler bitmiş demektir. Neyse bu konuya girmeyeyeim, bir yıldan fazla zamanımı şekilcinin allahı biriyle geçirdiğim için nasıl olduğunu biliyorum. İnsanın özgüvenini nasıl yerle bir edebildiklerini, nasıl kendini beğenmeyen birine dönüştürebildiklerini, allah düşmanımnın başına vermesin, saygısız ve sevgisiz bir insanı.
Çok da özele girmeden bitireyim bu yazıyı, Kısaca Gençler okuyun okutun. özellikle kilolarını takıntı yapan, boyunu takıntı yapan fiziksel herhangi birşeyini takıntı yapıp kendini sevmeyen insanlara ilaç gibi gelecektir.
Bu arada bu kitabı okurken çeviriyi yavaşlattım ve diğer kitaplarıma bir haftalıkta olsa ara vermiş oldum bir sonra ki yazıda görüşmek üzere.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

cunning single lady

Evet bir kısa diziyi daha bitirdim. İlk olarak dizinin adını türkçeye çevirmeye çalışmamızdan bahsedeyim. Cunning ne demek diye baya baktık sözlüklere, o kadar geniş bir anlamı var ki hangisini kızımıza yakıştırsak bilemedik. en yaygın anlamı kurnaz, açıkgöz olsa da bence kız kurnaz değildi, o yüzden ben en az yaygın olan anlamını kabullendim şirin, sevimli gibi birşeyler. kısa bir etimoloji bilgisinden sonra, geçelim dizimize, Dizimiz, romantik komedi türünde tabi ki , bu aralar boşanmış, orta yaş dizilerine taktıgım için sanırım severek izledim. Bu dizimiz de emergency couple gibi boşanma bölümü ile başlıyor. Kızımız, güzel sevimli ve en büyük hayali memur eşi olmak oaln bir restoran sahibinin kızı. oğlumuz inek bir mühendislik öğrencisi. bunlar tanışıp evleniyorlar ve anladıgım kadarıyla birazda kızın ısrarları ile çocuk memurluk sınavını kazanıyor. ( Korede ki memurluk sınavı bizim kpss gibi tam bir illet. ) Bunlar mutlu mesut yaşarlarken, oğlumuz işi bırakıp kendi şirketini kurma...

twenty again / second time twenty years old

evet yeni dizimizi tanıtalım twenty again, Dizinin oyuncularına fln bakarsınızın vikiden . Bu uzun zamandır izleme listemde olan fakat yoğunluktan izleyemediğim dizilerdendi. keşke daha önce izleseymişim, şu anda 10. bölümdeyim ve çok beğendim. muhtemelen bu yazıyı yayınladıgımda bitirmiş olurum o yüzden sonlara doğru bitirip bitirmediğimi yazarım. biz gelelim konusuna,dizi 38 yaşın daki Ha No Ri yani başrolümüzün mutsuz hayatı ile başlıyor, bu kızcagızımız sanat lisesinde dans bölümünde, bir kaza ve salaklık sonucu 18 yaşında liseyi bitirmeden hamile kalıyor. daha da kötüsü hamile kaldığı adamı o kadarda iyi tanımıyor, adamda almanyada üniversite öğrencisi. Neyse kızımız okulunu bırakıp çocukla almanyaya gidiyor ve yıllarca almanyada yaşıyor. Bu arada tam bir ev hanımı oluyor, tabi ki üniversiteye gitmiyor. hayatının merkezine çocugunu ve kocasını yerleştiriyor. evden çok az çıkıyor ki kocasıda okumamış oldugu için karısını beğenmediğinden pek de insanla tanıştırmıyor. Burda tam kad...

ilk post

merhaba bu ilk postum ve hiç izleyicim yok :D :D o yüzden çok rahatım. Bu blogu ne zamandır açmak istiyordum ama beceremiyordum bir türlü zaman da problem tabi benim için. ama sonunda aç dedim ne olacaksa olsun dedim. boşa mı gitsin o kadar bilgi kafamda ki, okuduğumu izlediğimi öğrendiğimi paylaşayım dedim. Bakalım umarım devamını getirebilirim. Şimdiden uyarayım Türkçem biraz bozuktur, cümlelerimse düşük. arada başka dillerden kelimeler kullanırım hiç çekinmem, dilin yaşayan bir varlık olduğuna inandığım için bence dil bozulmaz değişir. Çokça kitap okurum, çokça dizi izlerim, ve abuk sabuk değişik yemekler yaparım. Tam bir deneyciyim, bulduğum her şeyi ekerim, tadarım ve yerim :) gönül isterdi ki çokça çalışırım da diyeyim ama o konuda biraz eksiğim. İşimi severek yapıyorum ama bazen zor geliyor çalışmak. İşte amacım çalışmanın zor geldiği zamanlar da burada paylaşım yapmak.